“Yaşamın Çeşitliliği: Milleyha” Webinarları
Milleyha Sulak Alanı, Hatay’ın Samandağ ilçesinde yer alan, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip bir sulak alan. Bölge, kuşlar, kaplumbağalar ve çeşitli su canlıları için önemli bir yaşam alanı olmasının yanı sıra, ekosistem dengesi açısından kritik bir rol oynuyor. Fakat Milleyha, zengin biyolojik çeşitliliğine rağmen çeşitli tehditlerle karşı karşıya. Tarım ve yerleşim baskısı, alanın doğal yapısını bozarken habitat bozunmasına neden oluyor. Tarımsal, evsel ve endüstriyel atıklar, moloz dökülmesi gibi kirlilik yaratan faktörler ise hem toprağı hem suyu kirletiyor, canlı yaşamını tehdit ediyor.
Roots & Shoots Türkiye olarak, Milleyha’nın ekolojik ve kültürel değerlerini görünür kılmak amacıyla 2025 yılının ilk altı ayında “Yaşamın Çeşitliliği” webinar serisini düzenledik. Bu etkinlikler Emin Yoğurtçuoğlu, Samandağ Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Koruma ve İzleme Merkezi ve Sivil Alan Hareket Ağı ile işbirliği içinde yürütüldü. Alanında uzman akademisyenlerin katkılarıyla gerçekleştirilen buluşmalarda Milleyha’nın biyolojik çeşitliliği, karşı karşıya olduğu tehditler ve korunmasının önemi ele alındı.

“Yaşamın Çeşitliliği: Milleyha” Webinarları
Milleyha Sulak Alanı, Hatay’ın Samandağ ilçesinde yer alan, zengin biyolojik çeşitliliğe sahip bir sulak alan. Bölge, kuşlar, kaplumbağalar ve çeşitli su canlıları için önemli bir yaşam alanı olmasının yanı sıra, ekosistem dengesi açısından kritik bir rol oynuyor. Fakat Milleyha, zengin biyolojik çeşitliliğine rağmen çeşitli tehditlerle karşı karşıya. Tarım ve yerleşim baskısı, alanın doğal yapısını bozarken habitat bozunmasına neden oluyor. Tarımsal, evsel ve endüstriyel atıklar, moloz dökülmesi gibi kirlilik yaratan faktörler ise hem toprağı hem suyu kirletiyor, canlı yaşamını tehdit ediyor.
Roots & Shoots Türkiye olarak, Milleyha’nın ekolojik ve kültürel değerlerini görünür kılmak amacıyla 2025 yılının ilk altı ayında “Yaşamın Çeşitliliği” webinar serisini düzenledik. Bu etkinlikler Emin Yoğurtçuoğlu, Samandağ Deniz Kaplumbağaları Araştırma, Koruma ve İzleme Merkezi ve Sivil Alan Hareket Ağı ile işbirliği içinde yürütüldü. Alanında uzman akademisyenlerin katkılarıyla gerçekleştirilen buluşmalarda Milleyha’nın biyolojik çeşitliliği, karşı karşıya olduğu tehditler ve korunmasının önemi ele alındı.

İlk buluşma “Yaşamın Çeşitliliği: Milleyha” başlığı ile gerçekleşti. Burcu Meltem Arık ve Emin Yoğurtçuoğlu’nun rehberliğinde, Milleyha’nın doğal zenginliklerini, kuşlarını, kaplumbağalarını ve hafızamızdaki yerini konuşuldu.
İkinci oturumda, “Yaşamın Çeşitliliği: Milleyha Tırşığı – Arum milleyhanum” başlığıyla bilimsel bir keşfe odaklanıldı. Prof. Dr. Hasan Yıldırım ve Dr. Samim Kayıkçı’nın aktarımlarıyla, bölgede tanımlanan yeni endemik tür Milleyha tırşığının (Arum milleyhanum) ekosistem için anlamından ve tür tanımlama süreçlerinden bahsedildi.
Serinin son oturumu “Yaşamın Çeşitliliği: Samandağ’ın Deniz Kaplumbağaları” idi. Prof. Dr. Bektaş Sönmez ve Mişel Atik, Caretta caretta ve Chelonia mydas türlerinin Samandağ kumsalındaki popülasyonlarını, yaşam döngülerini, karşılaştıkları tehditleri ve korunmaları için yürütülen çalışmaları anlattı.
Bu üç buluşma, Milleyha’nın yalnızca bir sulak alan değil; kuşlardan kaplumbağalara, bitkilerden insanlara kadar tüm canlıların kesiştiği ortak bir yaşam alanı olduğunun anlaşılmasına katkıda bulundu.
İkinci oturumda, “Yaşamın Çeşitliliği: Milleyha Tırşığı – Arum milleyhanum” başlığıyla bilimsel bir keşfe odaklanıldı. Prof. Dr. Hasan Yıldırım ve Dr. Samim Kayıkçı’nın aktarımlarıyla, bölgede tanımlanan yeni endemik tür Milleyha tırşığının (Arum milleyhanum) ekosistem için anlamından ve tür tanımlama süreçlerinden bahsedildi.
Serinin son oturumu “Yaşamın Çeşitliliği: Samandağ’ın Deniz Kaplumbağaları” idi. Prof. Dr. Bektaş Sönmez ve Mişel Atik, Caretta caretta ve Chelonia mydas türlerinin Samandağ kumsalındaki popülasyonlarını, yaşam döngülerini, karşılaştıkları tehditleri ve korunmaları için yürütülen çalışmaları anlattı.
Bu üç buluşma, Milleyha’nın yalnızca bir sulak alan değil; kuşlardan kaplumbağalara, bitkilerden insanlara kadar tüm canlıların kesiştiği ortak bir yaşam alanı olduğunun anlaşılmasına katkıda bulundu.